16 Şubat 2014 Pazar

KONUK YAZAR PSİKOLOG EDA GÖKDUMAN KALEMİNDEN: MUTLU BİR AİLE OLMAK




Psikolog Eda Gökduman, 1980 İstanbul doğumludur. Evlidir.
Omü Psikoloji Bölümü’nden Evlilik Doyumu Ve Sosyal Mübadele Kuramı Tezi ile 2001 yılında mezun oldu.
Çocuk, ergen ve yetişkin psikolojisi ile ilgileniyor. Aile , ilişki ,evlilik ve boşanma danışmanlığı yapıyor.
Klinik olarak psikiyatristler , çocuk psikiyatristleri, çocuk doktorları ve kadın doğum uzmanları ile ortak çalışmalar yürüttü.
Kurumsal firmalara, markalara danışmanlık yapmaya ve proje üretim aşamalarında destek vermeye ,
Daha sağlıklı bir yaşam sürmesi için çocuk, ergen , genç ve yetişkin danışanları ile çalışmaya devam ediyor.
Psikolog Eda Gökduman hanımefendinin ailenin önemine ve mutlu ailede yetişen bireylerin mutlu ve huzurlu bir toplum yapısı için temel taşı niteliğinde olduğunu en iyi şekilde vurgulayan bu paylaşımını çok beğenmiştim. Kendi sayfasından okuduğum bu paylaşımı kaydedip, gerektiğinde paylaşabilmek amacı ile e-posta yoluyla, mail adresime göndermesini rica etmiştim. Bunca yoğunluğu arasında zaman ayırıp cevaplamış ve bu yazısını e-posta adresime göndermişti. Ayrıca sitesindeki tüm paylaşımlar içinden paylaşmak isteyeceğim yazılarını blog sayfamda paylaşabileceğimi belirtmişti.
Kendisine çok Teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

MUTLU BİR AİLE OLMAK

Aile ; anne , baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim olarak tanımlanır.
Mutlu bir aile olmak ise ; aile içindeki her bireyin mutluluğu ile sağlanır …
Kadın ve erkeğin evlilik kararı alması ile başlar aile olmak , bir çocuk sesinin evde duyulması   “İşte tam bir aile olduk .” hissinin yaşanmasını sağlar.
Çocuğun aileye katılması ile başlayan bu güzel duygular sonrasında;  anne baba için yeni sorumluluklar başlar. Bu sorumluluklarla baş edebilmek , mutlu bir evliliği sürdürebilmek ve aile birliğini koruyabilmek   bazı bireyler için zor olabilir.

Çatışmanın sıklaşması evde çocukların gelişimini ve psikolojisini olumsuz etkiler. Bu nedenle kadın ve erkek çatışmaların çözümlenmesi için hızlı ve yoğun bir çaba göstermelidir. Çözümsüz kalan ve uzun süre devam eden çatışmalar için bir uzman desteğinin alınması en sağlıklı çözümdür. Eşlerin birbirini suçlayan, sürekli eleştiren ve haklılık çabasına giren davranışları beraberinde barışı asla getirmez.
Kadın ve erkeğin ebeveynlerinin,  evliliğe  olumsuz müdahalesi huzursuzluğun yaşanmasında sıkça karşılaştığımız bir durumdur. Eşler öncelikle çekirdek aile olmayı başarmalı ve sağlıklı iletişim kurma becerisini gösterebilmelidir.
Mutlu bir aile olmanın bir yolu da çocuklarla ilgili sorunların çözümünde anne ve babanın birlikte hareket edebilmesidir. Çocuk büyüme sürecinde ;  içinde bulunduğu yaşın özelliklerine bağlı olarak  farklı sorunlarla karşılaşır ve bu sorunların çözümünde ebeveynlerinin desteğine ihtiyaç duyar. Örneğin; ergenlik döneminde olan bir genç ; arkadaşları veya kendi bedeni ile ilgili karmaşık duygular yaşadığında anne ve babanın bunu fark edebilmesi ve çözüm için uygun zamanda hareket edebilmesi gerekir. Zamanında müdahale edilmeyen sorunlar, ilerleyen yaşlarda daha büyük veya çözümsüz problemler olarak ailenin karşısına çıkabilir .
Çözüm sürecinde bazı ailede anne , bazı ailede baba devrede olabiliyor. Mutlu bir ailede ; aile bütünlüğünün sağlanması , çocuğun kendisini daha fazla güvende hissetmesi için  anne- baba birlikte hareket etmelidir.
Mutlu bir ailede; üzüntüler – sevinçler birlikte paylaşılır. Aile üyeleri bireysel zamanlarının dışında birbirine de zaman ayırmak için çaba gösterir.  Gelecek için birlikte planlar oluşturulur.
Aile üyeleri diğerinin   bir birey olduğunu , ona özel alanları olduğunu bilir ve ona göre davranır.
Sabah kahvaltıları özellikle de akşam yemeklerinde  birlikte olmak mutlu bir aile için çok önemlidir. Özel günlerdeki birliktelikler de unutulmamalıdır.
Psikolog Eda Gökduman

 

10 Şubat 2014 Pazartesi

HİZMET YÖNETİMİ DUYGUSAL ZEKA GEREKTİRİR


           

  Hizmet yönetiminde lider,yönetici veya nezaretci olsun hiç değişmeyecek şu yönetsel ilkelere  ve becerilere önem vermeli ve benimsenmeli;

§         İnsanları, ilişkileri doğru anlamak,

§         Kendini anlamak ve öz yönetim,

§         Sosyal  ve kültürel  farkındalık 

§         Ekibiyle iyi iletişim  kurabilmek.

§   Yardımseverlik, sıcaklık, samimiyet, güven, dostluk, ilgi gibi insani değerlere önem vermek,  

§  Duygudaşlık kurup, sezgileriyle insanların önce düşünce ve duyguları, sonra iş  alanlarıyla  ilgilenmek.

§         İlk uygulamaların  rehberi ve sürekli geliştirici olmak,

§         Yenilik ve değişikliklere açık olmak,

§         İnsanların iyi yanlarını göz önünde bulundurmak,

§         Öncelikle çabaların doğruluğuna inanmaya özen göstermek,

§         Model olmak, başarılara özen göstermek ve  samimiyetle desteklemek,

§         Eğitim ve öğrenme ihtiyacına her zaman  önem vermek,

§         Cesaretlendirmek ve yetkilendirmek,

§         Çalışanların önerilerini değerlendirmek ve  teşvik etmek,

§         Çalışanlar  ve hedefler arasında bir bağ oluşturmak,

§         Takım ruhuna dayalı davranmak,

§         Özgüven taşımak ve güven vermek,

§         Bireye saygı duymak, insan sevgisi ve saygıyı temel referans almak ,

§         İletişim kanallarını eşit düzey,aşağı ve yukarı olsun hep açık tutmak,

Tüm bu yönetsel ilkeler hepimizin bildiği ve mutlaka katılacağı beceriler ve yetkinlikler olmakla beraber bir de ;nükte yapmayı,şaka ve espiri üretmeyi,gerektiğinde de güzel fıkralar anlatmayı başarıp ortama  neşe ve coşku kazandırmayı bilmek.  

Paylaşmak Sevgidir, Berekettir.
Nedim İleri

Blog            :nedimileri.blogspot.com
Kişisel web: :nedimileri.com

3 Şubat 2014 Pazartesi

DEĞİŞİM YÖNETİMİ BUGÜN YÖNETİMİN EN ÖNEMLİ İŞLEVİ



                       

Yönetimin temel işlevlerine bir  göz atacak olursak ;Planlama,Organizasyonu oluşturma,Yöneltme–yönlendirme,Koordinasyon kurma ve Kontrol olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilinen bu genel yönetim işlevlerinin belki içinde yer almakla, bugüne değin  çok öne çıkmamış veya bir başlığın bir bileşeni olsa da  yine de tek başına   çok tanımlanmamış bir kavramdan  artık bahsetmek mümkün.Bu kavramın ise  bu günün  temel yönetim başlıklarının tümüne en az eşit ağırlıkta   etkiye sahip özgün bir yönetim işlevi olan Değişim Yönetimi olduğu kuşkusuz.

Değişimin kabullenmesi birinci en önemli adım olmakla beraber,

Değişimin tüm sorumluluğunun üstlenilmesi,

Tüm organizasyonun bu değişimi benimsemesi için planlı  şekilde ve uygun araçlarla içten dışa aşağıdan yukarı bu sürecin işletilmesi için gerekli rehberlik ve öncülüğün sağlanması.

Sabırlı ve bütün bir iyimserlik sergilenmesi,

Değişim için gerekli öğrenme imkanlarının temin edilmesi,

Birim ölçeğinde de olsa aşılan mesafenin organizasyonun diğer bölümlerine aktarılması yönünde gönüllülük.

Hedeflenen yönde meydana gelmeye başlayan gelişmelerin (minimum  ölçekte de olsa ) mutlaka teşvik unsurlar ile desteklenmesi,

Oluşabilecek hataların tolere edilmesi, 

Ölçütler konup uygulamaların seyrinin izlenmesi.

Bu kadarı ile özetleyebileceğimiz bu değişim yönetimi becerilerinin azim ve kararlılıkla sergilenmesi bu sürecin olmazsa olmazı diyebiliriz.                           

                                                                     

                    
                                  

 

Hepsinden öte bir rol model olarak, değişimin gelişim için gerekli olduğuna ilişkin tereddütsüz bir duruş sergilenmesi ve değişimin benimsendiği alanda ise; kendi yönelimlerimizin mutlak uyumluluğu yine Değişim Yönetimi için çarpan etkisi yüksek parametreler olarak karşımıza çıkmaktadır.  

Paylaşmak Sevgidir, Berekettir.
Nedim İleri

Blog             :nedimileri.blogspot.com
           Kişisel web: :nedimileri.com